Kaplıca tesislerinde franchise modeli

Haberin tarihi: 20.11.2018 11:11:43

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kaplıca tedavisi” giderlerini karşılaması bu alana ilgiyi artırdı. Kaplıcaya gidenlerin sayısı yıllık 10 milyonu aştı. Ancak bakanlık ruhsatlı sadece 254 tesis var. Bu rakam bile tek başına yatırım cazibesini gösterebilir 

KAPLICALAR, bir dönem sadece tedavi amaçlı kullanılan tesislerdi. Ancak şimdi geleneksel ziyaretçilerin yanı sıra şehir hayatının yoğunluğundan uzaklaşmak isteyenlerinde tercih kaplıca tesislerine gidiyorlar. Sektör temsilcilerine göre yılda yaklaşık 10 milyon kişi kaplıcalara gidiyor. Bu devasa rakamın çok daha artması bekleniyor. Zira Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), “kaplıca tedavisi” giderlerini karşılama kararı ilgiyi artıracak türden. 
SGK, 2017’den bu yana kaplıca tedavisine ihtiyacı olan herkesin yol, gündelik ve refakatçi giderlerini karşılıyor. 

254 TESİSİMİZ VAR  
Büyüme potansiyeli çok yüksek olan bu pazarda Sağlık Bakanlığı ruhsatlı sadece 254 tesis bulunuyor. Şaşkınlığını tahmin edebiliyoruz. Ne yazık ki büyük çoğunluk denetimsiz, kontrolsüz, ruhsatsız derme çatma tesislerde kendilerine yer bulabiliyorlar. Evet, ilginç bir pazar… Talep çok üstelik devlet teşviği var. Eksik olan tek şey ise tesis. Diğer yandan kaynak sorunu yok. Çünkü Türkiye kaplıca zengini bir ülke. Başta İzmir olmak üzere, Bursa, Balıkesir, Ankara, Afyon, Yalova, Sivas, Denizli, Kütahya, Bolu, Nevşehir, Konya, Kırşehir, Samsun, Manisa kaplıcalar bakımından zengin bölgeler. Doğal kaynakların yanı sıra yapay yolla çıkarılan termal sular da kullanıma alınıyor. Gaziantep ve Hatay’da te bu tür tesisler kuruldu. Bize gelen bilgilere göre İstanbul’da bu tür tesislerin için yatırım planları olan firmalar var. Hatta bunlar arasında franchising sistemini kullanarak Türkiye genelinde hizmet vermek isteyenler var. 

BİR TESİS NASIL KURULUR? 
Kaplıca tesisleri kullanılan termal suyu ya da mineralli çamurun (Peloid) niteliğine göre inşa ediliyor. Bu tesislerde termal tedavi havuzu, sıra banyoları ve peloidoterapi birimleri bulunuyor. Bunlara ek olarak inhalasyon veya içme kürü birimleri olan tesislerde var. Tesis kurmaya karar veren yatırımcı ilk etapta ilgili bakanlığın değerlendirme kuruluna başvurması gerekiyor. Kurul kaynak suyun özelliklerini inceliyor. İnşaat ve işletme izni için il sağlık müdürlükleri devreye giriyor. Kurulacak tesisin özellik ve kapasitesine göre yatırım tutarları değişiyor. Bütün Türkiye topraklarına yayılmış, termal ve mineralli su kaynağı olarak aslında tek tek saysak 5 bini bulacak kaynaklarımız var. Sudan sonra en yaygın kullanılan şifalı kaplıca unsuru doğal şifalı çamurlardır. Suya göre bazı avantajları var. Lokal uygulanabiliyorlar. Daha derin ve rahat bir ısınma sağlıyorlar. İçerdikleri mineraller ve bazı özel organik maddeler cilt üzerinden emilerek olumlu etkiler gösteriyor. Üniversitelerimizin yaptığı çalışmalar gösterdi ki; banyo uygulamasını çamurla kombine etmek sadece banyo uygulamasına göre daha etkin. Ama Türkiye’de çamur uygulamaları su uygulamaları kadar yaygın değil. Çünkü çamur daha ileri teknolojiler gerektiriyor. Alt yapı, ekipman kurulması, elemanlar yetiştirilmesi gibi bazı sorunlar var.