Perakende Günleri’nde dijitalleşmenin önemi vurgulandı

Haberin tarihi: 30.11.2018 11:11:02

Bu yıl 18’incisi düzenlenen Perakende Günleri’nde Türkiye’den ve yurtdışından yeni uygulamalar tartışıldı. Sektörde uygulanabilecek somut ipuçları, yeni bilgi ve deneyimler düzenlenen etkinliklerde izleyicilerle paylaşıldı. İşte ayrıntılar…

28-29 Aralık tarihleri arasında, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen “Perakende Günleri”nde farklı kesimlerinden şirket sahipleri, üst düzey yöneticiler, CEO, genel müdür, yönetim kurulu üyeleri ve diğer yöneticilerden üç bin katılımcı bir araya geldi. Bayimolurmusun.com.tr olarak takip ettiğimiz konferansta, perakende sektörünün bugünü ve geleceğine ışık tutacak uzmanları dinledik. İşte ayrıntılar…

“ARTIK MÜŞTERİ SİZDEN DAHA HIZLI”
Facebook Küresel Pazarlama Çözümleri Kıdemli Başkan Yardımcısı Carolyn Everson, konuşmasında Facebook, Instagram, Messenger ve WhatsApp’ı iş ortağı olarak kullanmanın yollarını anlattı. Everson, “Perakende kabuk değiştiriyor, tüketici davranışları değişiyor. Sadece ABD değil tüm dünyada şeffaflık önemli. Dezenformasyon, sahte habercilik, sandık güvenliği çok önemli. Markanın güvenliği çok mühim. Reklam verdiğiniz her yerde hakimiyetin sizde olması gerek. Bunlar Facebook’un dünya çapında mücadele ettiği konular” dedi. Hızlı hareket etme, tempo perakendenin anahtar kelimeleri olduğunu vurgulayan Everson, şöyle devam etti: “Müşteriler çok hızlı benimsiyor. Müşterinin temposu bizden çok daha hızlı. Üç alan en hızlı. Bunlar mesajlaşma, hikaye ve video paylaşımı. Facebook bünyesinde üç mesajlaşma kanalı var. Her yıl 100 milyon mesaj paylaşılıyor. Stories çok tercih ediliyor. Bugün itibariyle 1 milyar tüketici tüm bu platformlarda story paylaşıyor. Video paylaşımı da çok seviliyor. Bunun için farklı yöntemler geliştirdik. Facebook Watch diye yeni bir ürünümüz var. Instagram TV’de kişiselleştirilmiş içeriklere imkan sağlıyor. Her gün 200 bin kişi Watch izliyor. Akbank Türkiye’de bankacılık alanında ilk müşterimiz oldu. Mobil ile mağazalar birleşiyor. Müşteri sizi daha iyi tanımak, bilmek istiyor. Türkiye’de 44 milyon Facebook kullanıcısına ulaşmış olmuyorsunuz sadece, tüm dünyada ulaşabiliyorsunuz. Modanisa için Türkiye ve dünyada eşleştirme yapıyoruz. Zenginleştirilmiş gerçeklik artık kullanılıyor. Sephora’da makyaj malzemelerini yüzünüzde deneyebiliyorsunuz. Instagram’da Türkiye’de alışveriş etme imkânı başlayacak. Alışveriş her zaman devam edecek, sadece mecralar değişiyor…”

ALIŞKANLIKLAR DEĞİŞTİ 
Facebook Türkiye Ülke Direktörü Derya Matraş ise “Facebook ailesi aplikasyonlarını kullanarak gerçekleşen Türkiye’den başarılı kampanya örneklerini paylaştı. Matraş, “Alışveriş alışkanlığımız değişiyor. Eskiden Bağdat Caddesi’nde mağazaları gezmek aklıma gelirdi. Özellikle çalışan anne olduktan sonra aklıma çocuklarım geliyor. Özellikle çocuklarla mağazada alışveriş deyince aklıma farklı deneyimler geliyor. Hayat o kadar hızlandı ki, zamansızlıkla mücadele bizim alışveriş deneyimimizi değiştiriyor. 7/24 alışveriş yapan bir tüketici kitlesini düşündüğümüzde artık mobilde mağaza açalım diyoruz. Günde ortalama 80 kez giriyor tüketici mobil vitrinlerde yani mağazanın web sitesinde zaman geçiriyor. Mağazadan içeri giren her 10 kişiden biri Facebook’u açıyor ve orada zaman geçiriyor. Newsfeed’iniz yeni Bağdat Caddeniz. Her ay 44 milyon insan yürüyor bu caddede. Nasıl ulaşacaksınız bu insanlara? Online mağazada siz aradığınız ürünleri bulmuyorsunuz, ürünler sizi buluyor. Artık satın alma isteğini beklemiyoruz, satın alma isteğini biz yaratıyoruz. Facebook’ta dört şey yapabilirsiniz. Bunlar marka inşası, satış, sonuçları ölçümleme, müşteri hizmetleri” dedi.  
 
“GELECEĞİN NOTLARI” 
TAMPF Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Özerkan ise ‘Perakendenin Geleceği için Notlar’ başlıklı ilham verici bir konuşma yaptı. Özerkan, “Perakende Günleri ilk başladığında euro yoktu. Altı sıfır vardı hepimiz milyonerdik, Facebook yoktu Zuckerberk lisedeydi. Almanya-Fransa 430 milyar euro civarında perakende büyüklüğüne sahipti. Bugün Türkiye’de perakende en çok istihdam sağlayan ikinci sektör konumunda. 294 milyar TL’lik bir sektör, 900 bin kişiye istihdam sağlıyor. Organize perakendedeki 1 birim büyüme ülke büyümesine 1,3 büyüme olarak yansıyor. Türkiye’de istihdamda kayıt dışı yüzde 40. Genç ve kadın istihdamına da en büyük katkıyı yapan sektör. Bugün enflasyonu çok konuşur olduk. Bakanların bunu düşürmede ilk düşündüğü sektör organize perakende oldu. Çünkü hızlı hareket edebilen, organize olabilen bir sektörüz. Bugün Türkiye’de Ayçiçek yağı rafine ve ham Avrupa’da 0,82 cent, Türkiye’de 1.13. Şekeri Avrupa’ya göre yüzde 30 daha pahalı tüketiyoruz. Ürettiğimiz meyve/sebzenin yüzde 30’unu çöpe atıyoruz. Bütün bunlar bütünleşik, yapısal çözümler gerektiriyor. Organize perakende olarak bu konuda uzun vadeli yatırımlar yapmaya hazırız, hükümetimizden de bu konuda destek bekliyoruz. Türk tüketicisi çok hızlı. Mağaza işin merkezinde değil, işin ayaklarından bir tanesi. Dijital ödeme sistemleriyle birlikte kasalarda kasiyersiz mağazaları konuşuyor olacağız ama bir taraftan veri mühendisliği anlamında büyük bir istihdamı gerektirecek. Datayı bilgiye çevirmek çok önemli olacak. Maliyetler şekil değiştiriyor. Şirket içi kültürler değişiyor. Bütün bunlardan yola çıkarak perakende için ne olacak dediğimizde tek bir hikâye göremiyorum. Türkiye nasıl olursa dünya nasıl olursa olsun işini doğru yapanların mutlu sona ulaşacağı bir kitap var önümüzde” şeklinde konuştu. 

PERAKENDENİN KODLARI 
Perakendenin Kodlarını Yeniden Yazan Marka’ konulu sunumuyla etkili bir konuşma gerçekleştiren Vestel Genel Müdürü Ergün Güler; “Eskiden ürünü en hızlı çıkaran kazanıyordu ama işler değişti. Artık, bütün iş, hizmet ve model de. Yarattığınız iş modeli size kazandırıyor. Örneğin Amazon... Amazon e-ticaret yapıyor ama arka tarafta geliştirdiği iş modeli işliyor. 177 milyar dolar cirosu var. Asıl amaç tüketiciye 7/24 hizmet vermek. Peki bu gelişmeler ışığında Vestel olarak biz ne yapacağız? Bir televizyon sattığımızda o müşteriyi bir daha anca o televizyon eskidiğinde görebiliriz. Perakende 4.0’a eğer adım atmazsak aynı sanayi devriminde olduğu gibi onlar dört iken biz yine sıfır oluruz. Bize ne lazım? Her ay temasta olmamız lazım. Yani kiralayalım, hizmet olarak verelim. üç yılda değiştirmek kaydıyla ayda 99 TL’ye abone olarak sistemimize ekleriz. Televizyonu, telefonu aylık hizmet ile verirsek Amazon gibi tüketici ile her daim temasta oluyoruz. Hep yeni hizmeti üzerinden tüketiciyi çeşitli ürünlerle verme gayreti içerisinde olmalıyız.  Müşterimize yeni ürünlerle ilgili bilgi verebiliyoruz. Ödemelerin yüzde 88’i mağazalardan yapılıyor. Müşterimiz 1.250 Vestel mağazasına gelip taksitini yatırıyor. Bu bize çapraz satış imkanı doğuruyor. Müşteri memnuniyetini her zaman ölçüyoruz. Hep yeni konseptinde sattığımızda bize üst segment ürün konusunda bize avantaj sağlıyor. Yeni geliştirdiğimiz konsept ile ileriki yıllarda Fortune 500’e girebiliriz. Bu sebeple değişimden korkmadan adım atmamız lazım.” 

OTOYOL FIRSATLARI 
‘Otoyolda Yeni Bir Perakende Deneyimi’ konuşmasıyla, Otoyol Yatırım ve İşletme A.Ş Oksijen Tesisleri Genel Müdürü Alp Gürdil otoyollarda sağladıkları hizmetlerden bahsederek şunları söyledi: “İstanbul İzmir otoyolunda hizmet veriyoruz. Otoyolumuz 446 Km. Osmangazi köprüsü ile başlayıp İzmir’e kadar ulaşıyor. Bunun Bursa ile İstanbul arasındaki kesimini trafiğe açtık. 18 aydır faaliyetteyiz. Son 10 aydaki verilere baktığımızda 41 bine yakın bir geçişe ulaştık. Özel günlerde 84 bin geçişe ulaşıyoruz. Açıldığımızdan beri yüzde 24 büyüdük. Yolun tamamı açıldığında inşallah burası rekorlar kıracak. Dolayısıyla perakendeye de büyük bir katkı sağlayacağımızı düşünüyorum. Oksijen isimli tesislerimiz 24 saat fiziki olarak çalışan mekânlar, her hizmeti bulabiliyorsunuz. Türkiye’nin önde gelen markalarını bu tesislerde bulabiliyorsunuz. Türkiye’de örneği olmayan projeler ürettik.

“ePTT AVM” 20 ÜLKEDE OFİS KURUYOR 
“Türkiye’nin e-ihracat Kapısı: ePTTAVM.com” konulu konuşmasıyla e-ticaretin önemine değinen ePTTAVM.com CEO’su Hakan Çevikoğlu, “PTT bir dönüşüm sürecinde ve dijital bir dönüşüm yaşıyor. Artık mektup yazmıyoruz bu yüzden PTT kendine yeni iş alanları bulmaya çalışıyor. Dünyadaki bütün postanelerde böyle bir arayış var. Artık özel sektörle mücadele etmek zorundalar. Dijitalleşmeyle birlikte ölçümleme yapmaya başladık. Yeni bir yönetim yeni bir anlayış içindeyiz. E-ticaret şirketimiz var, yemek kartı şirketimiz var, Çamlıca’da yapılan kulenin işletmesini yapacağız. Bunun yanı sıra sınır ötesine ihracat gündemimizde... E-ihracatta Katar, Kosova ve Bosna ile tecrübelerimiz oldu. Şimdi 20 yeni ülkede faaliyetlerimiz başlayacak. Çok güzel bir havuz oluşturduk ve havuz yöneticisi bizim olmamız avantajlar sağlıyor e-ihracatta. Alibaba’da mağaza açtığınızda tüm stratejik verilerinizi de veriyorsunuz. Biz yerli milli bir platform olarak kendimize yer bulmaya çalışıyoruz. Yerli üreticilerimizin desteği olmadan da işimiz zor” yorumlarında bulundu. 

GELECEKTE NE OLACAK? 
The Day After Tomorrow konulu konuşmasıyla Yazar, Fütürist Peter Hinssen’ın  şu noktalara dikkat çekti: “Ben bugün gelecekten bahsetmek için buradayım. Yaşadığımız deneyimler ve değişimler bize şunu söylüyor; eskiye göre daha hızlı değişiyor ve bazen de bunun ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Şöyle söyleyeyim; Jobs diyor ki 2007’de hayatınızı cebinize koyacağız. Bunu söylediği zaman bu sözü anlamayabiliriz ancak artık telefon olmadan yaşayamıyoruz. Time iPhone’u Forbes ise Nokia’yı koymuş kapaklarına ve 1 milyar müşteri acaba Nokia’yı yakalayabilir mi demiş… Tüm bu gelişmeler bizi bir noktaya getirdi kısa süre içerisinde teknolojiye bağımlı hale geldik ve neredeyse ona kör gibi inanıyoruz. Bildiğimizi teknolojilerin çoğu artık sıkıcı hale geldi. O nedenle yarından sonraya bakmalıyız. Bazı teknolojiler var ki bunların etkisi önümüzdeki 10 yıl içinde çok büyük olacak. Hazırlıklı olmalıyız. Yıkımdan bahsediyoruz. Daha bunun ilk evlerini yaşıyoruz. Birkaç sene önce bir kitap yazdım, adı Yeni Normal. Dijital yeni normal dedik. Yeni normallerimiz bulut bilimi, çevik gelişimler, büyük veri, sosyal platformlar… Bunlar artık normalinde normali haline geldi. İlginç bir dönemden geçiyoruz. Teknoloji sadece şirketleri değil toplumu da değiştiriyor. Bu da gerçekten hem heyecan verici hem de korkutucu… Charles Dickens’ın kitabını hatırlıyor iki şehrin hikayesinin ilk cümleleri: hem en güzel zamanlar hem en kötü zamanlar. Her şeye rağmen işin başındayız bence farklı şeylerin karşımı gelip her şeyi değiştirecek. Platformlar popüler oluyor, yapay zekâ geliyor ve bunların hepsini otomasyona dönüştürüyoruz. Teknoloji kullanmak 100 sene öncesine göre daha ucuz; bu da bulut bilişim sayesinde...” 

KAMPANYALARIN DEĞİŞİYOR 
Akakçe Genel Müdürü Koray Karataş’ın ‘İndirim ve Kampanyaların Geleceği’ isimli oturumda şunları söyledi: “Aslında 11.11 Asya’da Çin’de başlayan ve bekarların bir araya gelip Anti-Sevgililer Günü olarak kabul ettiği bir gün. Mesaj, yalnızız ama bir aradayız. İndirimlerin hikayesine bakarsak, yurtdışında ABD ve biraz Avrupa’da süregelen bir konu indirimler… Bunu internet ortamına taşıyan Amazon ve bir grup öncü online mağaza oldu. Black Friday internet ile birlikte başka bir anlama dönüştü. İnternet kanalı burada durmadı hemen arkasından pazartesiye de ‘Cyber Monday’ dediler. Sonra, Amazon kendisi için ayrıca bir gün yaptı ‘Prime Day’ diye… Böylece, aslen fiziksel kanalda var olan durumu online’ın değiştirip tekrar sunduğunu gördük. Şöyle bir farkla, ABD’deki olayda çok fazla CRM eklendi, fiziksel kanalda o kadar ağırlıklı değilken… Şimdi Ali Baba “bizim de böyle bir günümüz olsun” dedi ve Sevgililer Günü’nü alıp Bekarlar Günü yaptılar. Geldikleri noktada çok büyük hacme ulaştılar ve 30,5 milyar dolar olarak ilan ettiler. Peki, Türkiye’de neler oluyor? Biz de son 1-2 yıldır hissediyoruz bu değişimi fiziksel kanallarda ve online kanalda. Henüz ABD’deki kadar değil ama fena da değiliz. Biliyorsunuz bizde indirim hep var perakendede, bayramlar, okula dönüş, yılbaşı gibi... Organize perakende ile birlikte neyi gördük: Anneler Günü ve Sevgililer Günü gibi özel günleri... Bunu sağlayan organize perakende oldu. Bir de bugünlerin özelliği, talep yaratıyor olması.

DİJİTAL SATIŞ REKORU 
“Pizza Satan Teknoloji Firması” başlıklı konuşmasında, Dominos Pizza’nın 22 sene önce Ulus’ta açılan restoranla başlayan hikâyesine değinen DP Euroisa Grup CEO’su Aslan Saranga; “Şu an dört ülkede 700’e yakın restoran ile faaliyetler yürütüyoruz. Bugün size nasıl pizza satan teknoloji firması olduğumuzu anlatacağım. Finans yüksek lisansı sonrası Wall Street filminden etkilenerek borsacı olmak istiyordum. O dönemde ünlü fast food firmaları Türkiye’ye gelmeye başladı. Burada bir fırsat hissettim. Ben de evlere servis pazarının büyüyeceğini düşünüp biraz da tesadüfle pizza işine başladım. Yıllardır en çok dikkat etiğimiz konu ‘diğerlerinden nasıl ayrılırız? Biz “30 dakikada pizzanız getirmezsek bedava” sloganı ile yola çıktık. Bu slogan bu hedef bizi diğer firmalardan ayrıştırdı. 
Başlarda “Türkiye’de olsa olsa 50 restoran olur, ben de 20 tane dükkân açar ve satarım ve sonrasında da çalışmaya ihtiyacım kalmaz” diye düşünüyordum. 2001 yılına geldiğimizde 20 restoran vardı ve hepsi zarardaydı. Ne yapacağımı düşünürken Dominos International’ın Başkanı beni arayarak Türkiye’ye gelmek istediğini söyledi. Geldi, Türkiye’ye inanıyorum bu pazar büyüyecek dedi. O zaman Dominos Meksika’nın 500 dükkânı var. Oraya gittim, bir hafta boyunca inceledim ve işe bakışım değiştirdim. Çünkü bu işin potansiyelini düşük gelirli insanlara da pizza satmak olarak yeniden düzenledik. Geçtiğimiz beş senede Google 5 kat büyürken Dominos Pizza hisse senedi 20 kat büyüdü. 
Hedefe koymaya inanıyorum. 2014 yılında, 2017 itibariyle satışlarımızın yüzde 50’si dijital ortamda olacak dedik yola çıktık. Sonra, müşteri bizden ne istiyor sorusun soruduk? Herkese dijitale yatırım yapıyor. Ancak gözlemim, böyle yola çıkıp müşteri taleplerine cevap vermeyenlerin, bunun altında ciddi insan yatırım ve emek var olduğunun farkına varamadığı yönünde. Sadece bunları sağladığınızda sonuca ulaşabiliyorsunuz.
  
YABANCI İLGİSİ NASIL ARTAR? 
Günün son oturumu ise ‘Mart 2019: Ekonomik Gündem’ temasıyla ise ODTÜ İşletme Bölümü Öğretim Görevlisi ve Pamir Coaching Consulting & Training Kurucu Ortağı Dr. Can Pamir tarafından gerçekleştirildi. Pamir; “Hep övündüğümüz bir olay var: Türkiye en büyük 16’ncı ekonomi… Evet, ilk 20 içerisindeyiz, ancak ABD’nin 25’te biri, ikinci en büyük ekonominin 8’de biri kadarız. Diğer ekonomilerle karşılaştırdığımızda hızlı büyüyen bir ekonomiyiz. Özellikle 2001 krizi ile birlikte sağladığımız bütçe disiplini bizi kamu borcu anlamında güçlü bir noktaya getirdi. Ancak enflasyon, faiz, cari açık anlamında pek de iyi noktada olduğumuz söylenemez. Bu dengesizlik, yabancı yatırımcıların ilgisini ve perakendecileri olumsuz etkileyen bir durum olarak karşımıza çıkıyor” yorumlarında bulunarak Türkiye özelinde değerlendirmelerde bulundu. 
  

Perakende Güneşi 2018 Ödülleri…
Her yıl başarılı ve özgün çalışmalarıyla sektörün gelişimine katkıda bulunan kişi ve kurumların ödüllendirildiği, “Perakende Güneşi Ödülleri” bu yıl kategoriler halinde sahiplerine takdim edildi. Ödüller “ATÜ Perakendeye Katkı Özel Ödülü’, ‘En Başarılı Profesyonel Yönetici Ödülü’, ‘Genç Liderler Ödülü’, ‘En Başarılı Sosyal Medya Kullanım Ödülü’, ‘En Başarılı İnsan Kaynakları Uygulaması Ödülü’, ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ olmak üzere altı ayrı kategoride veriliyor. 
“Yaşam Boyu Başarı Ödülü”nün sahibi Roman Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Toplusoy oldu.

* Yaşam Boyu Başarı Ödülü
Roman Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Toplusoy 
* ATÜ Perakendeye Katkı Özel Ödülü
ZUBİZU
* Genç Liderler Ödülü
Yusuf Akkaş
Köfteci Yusuf, Kurucu 
* En Başarılı Profesyonel Yönetici Ödülü
Yurdaer Kahraman
Fiba Commercial Properties, CEO
Zeynep Selgur
Sportive, Genel Müdür 
* En Başarılı Sosyal Medya Kullanımı Ödülü
Koçtaş
* En Başarılı İnsan Kaynakları Uygulaması Ödülü
Yves Rocher Türkiye