Tek bir iskender restoranı holdinge nasıl dönüşür?

Haberin tarihi: 15.11.2018 14:11:24

1995’te Ankara'da açılan küçük bir restoran şimdi dört marka ve 200 restoranı olan dev bir holdinge dönüştü. HD Holding’ten söz ediyoruz... Şirketin Franchise Müdürü Erol Işık, yeni hedeflerini Milliyet Gazetesi Marka Portresi köşesinde Selen Almaç Deniz'e anlattı… 

Hedefimiz beş yılda 500 restorana ulaşmak

HD Holding Franchising Müdürü Erol Işık, 1995 yılında temelleri atılan ve başarıyla büyümeyi sürdüren şirketin projelerini ve yeni hedeflerini Milliyet Ege’ye anlattı. Işık, “Öncelikli hedefimiz, yeni hayata geçireceğimiz franchise sistemiyle Türkiye’de büyümek ve 5 yıl içerisinde 500 restorana ulaşmak” dedi.

HD Holding’in kuruluş öyküsünü sizden dinleyebilir miyiz?
Hikayemiz, 1995 yılında kurucumuz Hakan Demirağ’ın, Ankara Çetin Emeç Bulvarı’ndaki bir binanın giriş katında ilk HD İskender restoranını açmasıyla başladı. O dönem, insanlar iskenderi özel anlarını kutlamak için yerdi ve özel
restoranlarda yüksek fiyatlarda yiyebilirdiniz. Bizim hedefimiz ise böyle geleneksel ve lezzetli bir Türk yemeğini, tüm ritüellerini de koruyarak herkesin ulaşabileceği şekilde sunmaktı. İlk restoranımız, kısa süre içinde yoğun ilgi gördü, halkımız tarafından da çok sevildi. Biz de bu sevgiden aldığımız cesaretle yolumuzda ilerledik. Her şube açılışımızda aynı heyecanı hala yaşıyoruz. Sektörde ilerledikçe hakkıyla yapılmış iskenderi daha çok kişiyle buluşturmak için AVM’lerin en doğru noktalar olduğuna karar verdik. İlk önce Ankara, ardından İstanbul ve diğer illerde restoranlarımızı açarak, iskenderi AVM’lere taşıyan ilk marka olduk. 

1999 yılında HD Döner, 2010 yılında Pidem ve 2013 yılında Pideko markalarımızla geleneksel Türk lezzetleri olan iskender, döner ve pideyi özüne uygun, kaliteli ve uygun fiyatlı şekilde misafirlerimizle buluşturmaya başladık. Bugün 30’dan fazla ilde 200’ün üzerinde restoranımızla hizmet veriyoruz.

2017’de müşterileriniz tarafından “Türkiye’nin 1 numaralı restoranı” ödülüne layık görüldünüz. Başarınızın ardındaki sır nedir?
Bizler yaptığımız her işi hakkıyla yapmayı seven bir ekibiz. HD ailesi olarak asla vazgeçmediğimiz 3 prensibimiz var: Ürün kalitesi odaklı, misafir memnuniyeti odaklı ve her zaman uygun fiyat odaklı olmak. Tüm süreçlerimizde ve stratejilerimizde bu prensiplerin ışığında hareket ediyoruz. Bütün şubelerimiz aynı ürün kalitesini ve lezzetini sağlayabilmek amacıyla ürünlerimizi kendi et işleme tesisimizde işliyoruz, ürün alımından restoran da servis edilene kadar geçen her aşamada veterinerlerimiz ve gıda mühendislerimiz tarafından denetimler yapıyoruz. Ürünlerimizde hiçbir katkı maddesi kullanmıyoruz. Misafir memnuniyetimizi ise her ay yaptığımız kalite ve gizli müşteri denetimlerimizle takip ediyor ve sürekli geliştiriyoruz. Tüm bunları yaparken de uygun fiyat politikamızdan
asla ödün vermiyoruz. Verdiğimiz tüm bu emeklerin karşılığını müşteri memnuniyeti olarak fazlasıyla geri alıyoruz. Müşteri memnuniyetinde de başarı beraberinde geliyor.

Peki, markalarınızı yurtdışına taşıma planınız var mı?
Öncelikli hedefimiz, var olan markalarımızla yatırımlarımıza devam ederek, yeni hayata geçireceğimiz franchise sistemiyle Türkiye’de büyümek ve 5 yıl içerisinde 500 restorana ulaşmak. İlerleyen dönemde ise Türkiye merkezli restoranlar zinciri olarak, tüm dünyayı kaliteli Türk yemekleriyle tanıştırmayı, bulunduğumuz her pazarda Türk mutfağının lider temsilcisi olmayı arzu ediyoruz. Bu doğrultuda da 2-3 yıl içerisinde yurtdışına da açılacağız diyebiliriz.

Ürünlerinizi, her bütçeye uyacak fiyatlarla nasıl müşteriye sunabiliyorsunuz?
HD Holding olarak kısa vadeli planlar ve dış etkenler yerine uzun vadede kendimizi nasıl geliştirebileceğimize
ve nasıl daha iyi hizmet sunabileceğimize odaklanarak çalışıyoruz. Bu stratejik bakış açısı da her koşulda bizi başarıya taşıyacak bir motivasyon sağlıyor. Sektörde 23 yıllık bir deneyime sahibiz. Bu deneyim, bizim doğru stratejiler geliştirerek başarıya ulaşmada en büyük gücümüz diyebiliriz. Bize ait iki farklı konumda et işleme tesisimiz bulunuyor. Türkiye genelinde 200’den fazla restoranımız ve güçlü bir dağıtım ağımız var. Üretimde, restorandaki servis sürecine kadar her aşamayı denetliyoruz. Dolayısıyla satın alma gücünü, ürün kalitesini ve misafir memnuniyetini sağlamada önemli kaynaklara sahibiz. Tüm bu özelliklerimiz de ürün kalitemizi ve uygun fiyat politikamızı devam ettirebilmemize olanak sağlıyor.

23 yıllık tecrübeyle avantajlı franchise

Franchise koşullarınız nelerdir?
Son dönemde hem tüketicilerin hem de yatırımcıların iskender, döner, pide gibi Türk lezzetlerine olan ilgisi görülür şekilde artmış durumda. Yatırımcılara avantajlı franchise fırsatları sunarak geleneksel Türk mutfağının sektördeki gücünün artacağına inanıyoruz. Franchise adaylarında aradığımız özellikler, öncelikle alanında lider ve kazançlı markaları temsil etme isteğine sahip olmak. Az önce de bahsettiğim gibi HD Holding’in vazgeçilmez üç prensibini benimsemiş olmak. Türk lezzetlerini, güçlü bir Türk markası ile daha fazla kişiye ulaştırmanın heyecanına sahip olmak. Gerekli olan yatırımı karşılayacak finansal kaynaklara sahip olmak ve zamanını restoranına ayırabilecek olmak.

Bu süreçte yatırımcıya ne gibi destekler sağlıyorsunuz?
Bizim önceliğimiz operasyona tam destek sunabilmektir. Franchiselerimize olan yaklaşımımız da aynı şekilde. Yatırımcılarımıza kendi et işleme tesislerimizde tüm denetimlerden geçerek hazırladığımız ürünlerimizi güvenli bir şekilde ulaştırıyoruz. HD Akademi ile birlikte çalışarak da şubelerimize eğitimli eleman desteği sağlıyoruz. Bünyemizde büyük bir operasyon ekibimiz var ve sürekli sahadalar. Onlar da restoranlarla birebir ilgileniyor. Ayrıca bağımsız bir kuruluş tarafında gizli müşteri hizmeti alıyoruz ve kalite denetimlerimiz sürekli devam ediyor. Franchise yatırımcılarımızın 23 yıllık restorancılık tecrübemizin yanı sıra satın almagücümüzden faydalanma imkânları oluyor.